Logo

Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Nedir?

Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Nedir?

Hipokondriyazis, kişinin bedensel belirtileri yanlış yorumlayarak ciddi bir hastalığı olduğu inancına kapılmasıdır. Tıbbi testler ve doktor muayeneleri normal çıksa bile, kişi hasta olduğuna inanmayı sürdürür.

Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Günümüzde sağlık konusunda endişelenmek gayet normal. Hafif bir baş ağrısı ya da mide rahatsızlığı yaşadığınızda bunu araştırmak ve sağlığınızı önemsemek sağlıklı bir davranış. Ancak bazı insanlar, vücutlarında hiçbir ciddi hastalık olmamasına rağmen sürekli olarak hasta olduklarını düşünebilirler. İşte bu duruma “Hastalık Hastalığı” ya da bilimsel adıyla Hipokondriyazis denir. Kendinizde ya da sevdiklerinizde bu durumu fark ediyorsanız, bilin ki yalnız değilsiniz ve bu sorunun çözümü var.

Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Nedir?

Hipokondriyazis, kişinin bedensel belirtileri yanlış yorumlayarak ciddi bir hastalığı olduğu inancına kapılmasıdır. Tıbbi testler ve doktor muayeneleri normal çıksa bile, kişi hasta olduğuna inanmayı sürdürür. Örneğin, basit bir kas ağrısını kalp krizi belirtisi sanmak ya da geçici bir baş dönmesini beyin tümörüyle ilişkilendirmek gibi düşünceler hastalık hastalığının tipik örnekleridir.

Bu kişiler sürekli vücutlarını dinler, internetten semptom arar ve sık sık doktor kontrolüne gitme ihtiyacı hissederler. Ancak ne kadar test yapılırsa yapılsın, içlerini rahatlatmak zordur. Çünkü sorun fiziksel değil, psikolojik kökenlidir.

Hipokondriyazis Neden Olur?

Hastalık hastalığının net bir sebebi olmasa da, bazı faktörlerin bu durumu tetiklediği biliniyor:

●    Çocukluk travmaları: Küçük yaşlarda ciddi bir hastalık geçirmiş olmak veya ailede kronik hastalık yaşayan biriyle büyümek, ileride sağlık kaygılarını artırabilir.

●    Yakın kayıplar: Sevilen birinin ani kaybı veya ağır bir hastalık süreci, kişide sürekli hastalık korkusuna sebep olabilir.

●    Kişilik yapısı: Mükemmeliyetçi, kaygıya yatkın ya da aşırı hassas kişilerde hipokondriyazis daha sık görülür.

●    Bilgiye aşırı erişim: İnternet sayesinde her semptomu hızlıca araştırabilmek, sağlık kaygılarını artırabilir. Örneğin baş ağrısını Google’da aratıp “beyin tümörü” sonucunu görmek, kişiyi gereksiz yere panikletebilir.

●    Stres ve anksiyete: Yoğun stres altında olmak, bedensel duyumları daha fazla fark etmeye yol açar. Küçük bir çarpıntı bile kişiyi endişeye sürükleyebilir.

Bu nedenlerin biri veya birkaçına maruz kalan kişilerde hastalık hastalığı gelişme riski artar.

Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Belirtileri Nelerdir?

Hastalık hastalığı, fiziksel değil zihinsel kaynaklıdır; ancak kişiler bu durumu fiziksel belirtilerle karıştırabilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:

●    Sürekli hastalık korkusu: Kişi, hafif bir belirtide bile ciddi bir hastalığı olduğunu düşünür. Örneğin, geçici bir mide ağrısını kanserle ilişkilendirir.

●    Doktor doktor gezmek: Farklı uzmanlara gitmek, tekrar tekrar test yaptırmak. Test sonuçları temiz çıksa bile rahatlayamamak.

●    Bedensel duyumlara aşırı hassasiyet: Vücutta olan en küçük değişiklikleri fark edip hemen kötüye yormak.

●    İnternette aşırı araştırma yapmak: Saatlerce semptomları aratmak, forumları okumak ve kendine yanlış teşhis koymak.

●    Günlük yaşamı etkileyen kaygı: Sürekli sağlık düşünmek, işte ya da sosyal hayatta verim kaybı yaşamak.

●    Psikolojik belirtiler: Uyku problemleri, depresyon, sinirlilik, umutsuzluk hissi.

Bu belirtiler haftalar, aylar hatta yıllar sürebilir. Ve ne yazık ki doğru tedavi edilmezse kişinin hayat kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.

Hastalık Hastalığı Kimlerde Görülür?

Aslında hastalık hastalığı herkesin başına gelebilir. Ancak bazı gruplarda daha yaygın olduğu gözlemlenir:

●    Mükemmeliyetçi bireyler: Her şeyin kusursuz olmasını isteyen kişiler, sağlıklarıyla ilgili en ufak bir riske bile tahammül edemezler.

●    Çocuklukta ciddi hastalık geçirenler: Küçük yaşta sağlık sorunları yaşamış bireylerde yetişkinlikte sağlık kaygıları daha sık görülebilir.

●    Ailede sağlık kaygısı olanlar: Ebeveynlerinden biri sürekli hastalık korkusu yaşayan çocuklar, bu davranışları öğrenip benimseyebilir.

●    Anksiyete bozukluğu olanlar: Zaten kaygı seviyesi yüksek olan kişiler, sağlıkla ilgili düşüncelerini daha zor kontrol edebilir.

Bu kişilerde hipokondriyazis görülme riski daha fazladır; ancak iyi haber şu ki bu durum tedavi edilebilir!

Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hastalık hastalığıyla (hipokondriyazis) başa çıkmak zor olabilir; ancak doğru yöntemler ve kararlı bir yaklaşımla bu durumun üstesinden gelmek mümkündür. Sürekli olarak bedensel duyumları tehdit olarak algılamak, yaşam kalitesini düşürebilir ve bireyin sosyal, iş ve aile hayatını olumsuz etkileyebilir. Neyse ki, bilimsel olarak kanıtlanmış çeşitli yöntemlerle kaygıyı yönetmek ve daha dengeli bir yaşam sürmek mümkün. İşte hastalık hastalığıyla baş etmek için en etkili tedavi yaklaşımları:

●    Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Hipokondriyazis için en etkili terapi yöntemlerinden biri olan BDT, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını fark etmesine ve dönüştürmesine yardımcı olur. Örneğin, "Başım ağrıyor, kesin ciddi bir hastalığım var" gibi felaketleştirici düşünceler yerine, "Baş ağrısı stres ya da susuzluktan kaynaklanabilir, her ağrı ciddi bir hastalık belirtisi değildir" gibi daha dengeli ve gerçekçi düşünceler geliştirilir. Bu terapi sürecinde, bireyin hastalık korkularını tetikleyen durumlarla yüzleşmesi ve zamanla kaygı seviyesinin azalması hedeflenir.

●    İlaç Tedavisi: Şiddetli vakalarda, özellikle yoğun kaygı ve depresyon belirtileri varsa, psikiyatrist kontrolünde ilaç tedavisi uygulanabilir. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) gibi antidepresanlar ya da anksiyolitik ilaçlar, semptomları hafifletip terapi sürecini destekleyebilir. Ancak ilaç tedavisinin tek başına yeterli olmadığını, psikoterapiyle kombine edildiğinde çok daha etkili sonuçlar verdiğini unutmamak gerekir.

●    Farkındalık ve Stres Yönetimi Çalışmaları: Yoga, meditasyon, nefes egzersizleri gibi farkındalık temelli pratikler, bireyin bedensel duyumlarını daha tarafsız ve yargısız bir şekilde gözlemlemesine yardımcı olabilir. Örneğin, kalp çarpıntısı hissedildiğinde paniklemek yerine, birkaç derin nefes alarak o hissin gelip geçici olduğunu fark etmek kaygıyı azaltabilir. Düzenli farkındalık çalışmaları, bireyin anın içinde kalmasını ve gelecekle ilgili endişeler yerine mevcut deneyimine odaklanmasını sağlar.

●    Sağlıklı Yaşam Alışkanlıkları: Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı ve dengeli beslenmek, yeterli uyumak ve alkol/kafein gibi tetikleyici maddelerden kaçınmak, bedensel duyumlara daha sağlıklı yaklaşmayı kolaylaştırır. Vücuda iyi bakmak, bireyin kendisini daha güçlü ve dayanıklı hissetmesine yardımcı olur. Egzersiz sırasında salgılanan endorfinler ise doğal bir sakinleştirici etkisi yaratarak kaygıyı azaltır.

●    Dinamik Psikoterapi: Bazen hipokondriyazisin kökeninde bastırılmış duygular, çözülmemiş travmalar ya da geçmişte yaşanan duygusal yaralar yatabilir. Dinamik psikoterapi, bireyin bilinçdışında saklı olan bu duygusal yükleri keşfetmesine ve sağlıklı bir şekilde işlemesine olanak tanır. Kişinin bedensel semptomlara odaklanmasının, aslında ifade edilmemiş duyguların bir yansıması olabileceği düşünülür. Bu nedenle, geçmiş deneyimlerin ve duygusal çatışmaların derinlemesine incelenmesi, semptomların azalmasında önemli bir rol oynayabilir.

●    Psiko-eğitim ve Destek Grupları: Hastalık hastalığı hakkında bilgi sahibi olmak, bireyin yaşadığı durumun yalnızca kendisine özgü olmadığını fark etmesine yardımcı olabilir. Destek gruplarına katılmak ya da aynı deneyimleri yaşayan insanlarla bağlantı kurmak, kişinin daha az izole hissetmesini sağlar. Ayrıca, sağlıkla ilgili yanlış ya da abartılı bilgileri filtreleyebilmek için güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek de hastalık korkularını azaltabilir.

Hastalık Hastalığı Olan Kişilere Nasıl Yardımcı Olunur?

Eğer sevdiğiniz biri hastalık hastalığıyla mücadele ediyorsa, ona nasıl yaklaşmanız gerektiğini bilmek önemlidir:

●    Empati kurun: “Abartıyorsun” demek yerine, onun kaygılarını anladığınızı gösterin.

●    Gerçekçi destek verin: Ona doktor kontrollerinin normal olduğunu hatırlatın, ancak korkularını küçümsemeyin.

●    Terapiye teşvik edin: Uzman desteği alması gerektiğini nazikçe önerin.

●    Araştırmayı sınırlayın: Sürekli semptom araştırması yapıyorsa, bunu azaltması için destek olun.

Hastalık hastalığı zorlayıcı olabilir; ancak doğru tedaviyle tamamen kontrol altına alınabilir. Eğer kendinizde ya da sevdiklerinizde bu durumu fark ediyorsanız, korkmayın. Psikolojik destek almak, bu kaygıları hafifletir ve sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralar. Hastalık hastalığı (hipokondriyazis) doğru terapilerle büyük ölçüde çözülebilir. Terapistimburada.com, bu alanda uzman terapistlere kolayca ulaşmanızı sağlar. Anasayfadaki "Terapist Seçim" butonunu kullanarak size en uygun terapisti bulabilir ve indirimli randevu alabilirsiniz.

Unutmayın: Sağlık sadece bedenle değil, zihinle de ilgilidir. Ve bazen iyileşmenin ilk adımı, kendinize şefkat göstermekten geçer.

 Sıkça Sorulan Sorular

1. Hastalık hastalığı (hipokondriyazis) nedir?

Hipokondriyazis, kişinin bedensel belirtileri yanlış yorumlayarak ciddi bir hastalığı olduğu inancına kapılmasıdır. Tıbbi testler temiz çıkmasına rağmen kişi hasta olduğuna inanır ve sürekli sağlık kaygısı yaşar.

2. Hipokondriyazis neden oluşur?

Hastalık hastalığının kesin bir sebebi yoktur; ancak çocukluk travmaları, ailede sağlık kaygısı olan bireyler, stres, anksiyete ve internette semptom araştırma alışkanlığı gibi faktörler bu durumu tetikleyebilir.

3. Hipokondriyazis belirtileri nelerdir?

Hastalık hastalığının belirtileri arasında sürekli hastalık korkusu, doktor doktor gezmek, bedensel duyumlara aşırı hassasiyet, internette semptom araştırmak, günlük yaşamı etkileyen kaygı ve uyku problemleri yer alır.

4. Hipokondriyazis nasıl tedavi edilir?

En etkili tedavi yöntemlerinden biri Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)’dir. Ayrıca, ilaç tedavisi, farkındalık çalışmaları, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve psikoterapi ile bu durumun yönetilmesi mümkündür.

5. Hipokondriyazis kalıcı bir rahatsızlık mı?

Hayır, hipokondriyazis doğru terapi ve destekle yönetilebilir ve semptomlar büyük ölçüde hafifletilebilir. Erken müdahale ve profesyonel yardım almak, iyileşme sürecini hızlandırabilir.

6. Hipokondriyazisi olan birine nasıl yardımcı olabilirim?

Bu durumdaki birine yardımcı olmak için empati göstermek, kaygılarını küçümsememek, sürekli güvence vermekten kaçınmak, profesyonel destek almasını teşvik etmek ve sakin, destekleyici bir tutum sergilemek önemlidir.

İlişkili İçerikler
Duygu Çapalaması
Duygu Çapalaması
Duygu çapalaması, zihinsel bir bahçe işidir. Carl Rogers’ın “İnsan, olduğu gibi kabul edildiğinde değişir” fikri, bu sürecin temel taşıdır. Nietzsche’nin “Kendini yarat!” çağrısı ve Sartre’ın özgürlük vurgusu şunu söyler: Duygularımızla yüzleştiğimizde zincirlerimizden kurtuluruz.
Bireysel
Overthinking (Aşırı Düşünme) Nedir?
Overthinking (Aşırı Düşünme) Nedir?
Overthinking, geçmişi sorgulamak veya geleceği aşırı analiz etmekten kaynaklanan, kaygıyı artıran ve karar vermeyi zorlaştıran aşırı düşünme döngüsüdür.
Bireysel
Tourette Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Tourette Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Tourette sendromu, genellikle çocukluk çağında başlayan, istemsiz tiklerle karakterize edilen nörolojik bir bozukluktur. Tikler;ani, tekrarlayan hareketler ya da sesler olabilir ve kişinin kontrolü dışında gerçekleşir.
Bireysel
Öfke Kontrolü Nedir?
Öfke Kontrolü Nedir?
Öfke kontrolü, kişinin sinirlendiğinde verdiği tepkileri yönetebilme becerisidir. Öfkeyi bastırmak değil, onu sağlıklı bir şekilde ifade edebilmek anlamına gelir.
Bireysel
Madde Bağımlılığı Nedir?
Madde Bağımlılığı Nedir?
Madde Bağımlılığı çoğu zaman yalnızca kişinin iradesine bağlansa da, aslında çoğu insan farkında bile olmadan bu durumun içine sürüklenebilir. Kimi zaman stresle başa çıkmanın bir yolu, kimi zaman yalnızlıkla savaşmanın bir şekli olarak görülür.
Bireysel
Duygudurum Bozukluğu Nedir?
Duygudurum Bozukluğu Nedir?
Duygudurum bozukluğu, kişinin ruh halini uzun süreli ve aşırı şekilde etkileyen psikiyatrik bir durumdur. Normalde herkesin ruh hali gün içinde değişebilir; ancak duygudurum bozukluğu olan kişilerde bu değişimler daha yoğundur ve günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyebilir.
Bireysel
Kendi Kendini Sabote Etmek Nedir?
Kendi Kendini Sabote Etmek Nedir?
Kendi kendini sabote etmek, kişinin bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kendine zarar veren davranışlar sergilemesi, hedeflerine ulaşmasını engellemesi anlamına gelir.
Bireysel
Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı) Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı) Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Trikotillomani olarak bilinen saç koparma hastalığı bireyin tekrarlayan bir şekilde kendi saçlarını koparması ile karakterize edilen psikiyatrik bir bozukluktur. Bu durum,genellikle saç kaybına yol açacak kadar şiddetli olabilir.
Bireysel
Dopamin Nedir? Biyolojik Rolü, Etkileri ve Artırma Yöntemleri
Dopamin Nedir? Biyolojik Rolü, Etkileri ve Artırma Yöntemleri
Dopamin, sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan bir nörotransmitterdir. Özellikle ödül sistemi ile ilişkilendirilir, yani bizi motive eden ve mutlu hissettiren kimyasaldır.
Bireysel
Psikotik Bozukluklar Nelerdir?
Psikotik Bozukluklar Nelerdir?
Psikotik bozukluklar, bireyin gerçeklikten kopmasına neden olan ciddi ruhsal hastalıklardır. Bu bozukluklar genellikle sanrılar, halüsinasyonlar, düşünce ve davranış bozuklukları ile karakterizedir.
Bireysel
Çekingen Kişilik Bozukluğu Nedir? Özellikleri Nelerdir?
Çekingen Kişilik Bozukluğu Nedir? Özellikleri Nelerdir?
Çekingen kişilik bozukluğu, kişinin kendine dair düşük bir özdeğerlendirme algısı nedeniyle sürekli olarak reddedilmekten korkması ve toplumsal ilişkilerden kaçınması durumudur. Kısaca, bu bireyler için "hayır" cevabı almak ya da eleştiriyi göğüslemek, büyük bir dağ gibi görünebilir.
Bireysel
Klostrofobi Nedir Belirtileri Nelerdir?
Klostrofobi Nedir Belirtileri Nelerdir?
Klostrofobi, kapalı alanlarda ya da dar yerlerde bulunmaktan duyulan yoğun bir korkudur. Bu korku, kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyebilecek kadar güçlü olabilir.
Bireysel
Zevk Alamama Hastalığı Anhedoni Nedir?
Zevk Alamama Hastalığı Anhedoni Nedir?
Anhedoni, kişinin daha önce keyif aldığı aktivitelerden artık zevk alamaması durumudur. Bu durum genellikle depresyon ve bazı psikolojik rahatsızlıklarla bağlantılıdır, ancak tek başına da görülebilir.
Bireysel
Stres Nedir? Stres Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Stres Nedir? Stres Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Hepimiz hayatımızın bir noktasında "çok stresliyim" demişizdir. İşte tam da bu noktada stres, hayatımıza sinsi bir şekilde yerleşir ve farkında olmadan bizimle yaşamaya başlar. Ama stres nedir? Neden bu kadar etkili? Gelin, bu soruların cevaplarına birlikte bakalım.
Bireysel
Mükemmeliyetçilik Nedir? Belirtileri ve Başa Çıkma Yolları Nelerdir?
Mükemmeliyetçilik Nedir? Belirtileri ve Başa Çıkma Yolları Nelerdir?
Mükemmeliyetçilik, kulağa çoğu zaman olumlu bir özellik gibi gelse de, aslında hayatımızı en çok zorlayan ve bizi fark etmeden yoran bir düşünce biçimidir.
Bireysel
Kişisel Sınırlar Koymanın Önemi ve Sağlıklı Yöntemler
Kişisel Sınırlar Koymanın Önemi ve Sağlıklı Yöntemler
Hayatta hepimiz, farklı roller üstleniriz: ebeveyn, arkadaş, çalışan, eş ya da bir kardeş… Ancak bu rollerin içinde kaybolmamak, kendi ihtiyaç ve değerlerimizi unutmamak için en önemli araçlardan biri kişisel sınırlarımızı belirlemektir. Kişisel sınırlar, kim olduğumuzu tanımlayan ve kendimizi fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak korumamıza yardımcı olan görünmez çizgilerdir. Bu yazıda, kişisel sınırların neden önemli olduğunu, bu sınırların bireyin hayatındaki yerini ve onları sağlıklı bir şekilde nasıl oluşturabileceğimizi ele alacağız. Aynı zamanda bu süreçte karşılaşabileceğiniz zorluklara karşı etkili yöntemler sunarak, sınır koymanın sadece bir savunma değil, güçlü ve özgüvenli bir yaşam tarzı olduğunu göstereceğiz.
Bireysel
Sosyal Fobi Nedir ve Bu Kaygıyla Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Sosyal Fobi Nedir ve Bu Kaygıyla Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Hepimiz bazen kalabalık bir ortamda konuşurken ya da yabancılarla tanışırken biraz gergin hissedebiliriz, değil mi? Bu tamamen normal. Ama ya bu his sürekli hale gelir ve sizi sosyal ortamlardan kaçırmaya başlarsa? İşte burada devreye sosyal fobi, yani sosyal anksiyete bozukluğu giriyor.
Bireysel
Narsizm Nedir? Belirtileri ve Psikolojik Etkileri
Narsizm Nedir? Belirtileri ve Psikolojik Etkileri
Narsizm, bir insanın kendisini fazlasıyla önemli görmesi, başkalarına karşı empati göstermekte zorlanması ve sürekli ilgi, beğeni peşinde koşmasıyla tanımlanan bir kişilik özelliği. Ancak bu durum, yalnızca “kendini seviyor” meselesinden çok daha karmaşık. İş, ilişkiler ve duygusal hayat üzerinde yıkıcı etkiler yaratabilecek kadar ileri gittiğinde, “Narsistik Kişilik Bozukluğu” (NKB) adını alıyor. Gelin, narsizmin ne olduğunu, neden ortaya çıktığını ve nasıl bir etkisi olduğunu daha yakından inceleyelim.
Bireysel