Logo

Sosyal Fobi ve Utangaçlık Nedir? Nasıl Aşılır

Sosyal Fobi ve Utangaçlık Nedir? Nasıl Aşılır

Utangaçlık, insanın sosyal ortamlarda bir miktar çekingen davranması, yeni insanlarla tanışırken ya da kalabalık karşısında konuşurken gergin hissetmesidir. Bu, çoğu zaman geçici ve kontrol edilebilir bir durumdur.

Sosyal Fobi ve Utangaçlık Nedir? Nasıl Aşılır

 

1) Utangaçlık mı, sosyal fobi mi? Aradaki fark nerede başlar?

Utangaçlık, insanın sosyal ortamlarda bir miktar çekingen davranması, yeni insanlarla tanışırken ya da kalabalık karşısında konuşurken gergin hissetmesidir. Bu, çoğu zaman geçici ve kontrol edilebilir bir durumdur.

Ancak sosyal fobi (ya da sosyal anksiyete bozukluğu), bundan çok daha derin bir deneyimdir. Kişi, başkaları tarafından değerlendirileceği, eleştirileceği ya da küçük düşeceği düşüncesiyle yoğun bir korku yaşar. Bu korku, kişinin günlük yaşamını, işini, eğitimini, hatta sosyal ilişkilerini dahi etkileyebilir.

Utangaçlık bazen karakter özelliği olarak görülürken; sosyal fobi, tedavi edilmesi gereken psikolojik bir rahatsızlıktır.

Bir örnekle açıklayalım:

•      Utangaç kişi, topluluk önünde konuşurken kalbi hızlı atabilir ama yine de konuşur.

•      Sosyal fobisi olan kişi ise konuşma davetini bile reddeder; çünkü bu durum onun için dayanılmaz bir tehdit gibi hissedilir.

 

2) Sosyal fobinin kökeninde ne yatar?

Korkunun sessiz başlangıcıSosyal fobinin nedenleri çoğunlukla çocukluk ve ergenlik yıllarına dayanır.

•      Aşırı eleştirel veya baskıcı ebeveyn tutumları, çocuğun hata yapmaktan korkmasına neden olabilir.

•      Travmatik sosyal deneyimler, örneğin alay edilmek, dışlanmak veya küçük düşürülmek, kişide kalıcı bir utanç duygusu bırakabilir.

•      Biyolojik yatkınlıklar da önemlidir; bazı insanların beyin yapısı kaygıya karşı daha duyarlıdır.

•      Mükemmeliyetçilik eğilimi de sosyal fobiyi besler. Kişi, “Ya hata yaparsam?” düşüncesiyle kendini sürekli baskı altında hisseder.

Sosyal fobi zamanla kendi kendini büyüten bir döngüye dönüşür.

Kişi sosyal ortamdan kaçtıkça rahatladığını hisseder, bu da kaçınmayı ödüllendirir. Ancak her kaçınma, korkuyu daha da güçlendirir. Sonunda kişi yalnızlaşır, özgüveni azalır ve içe kapanır.

 

 

3) Sosyal fobinin belirtileri - Zihin, beden ve davranış üçlüsü

Sosyal fobinin etkileri yalnızca zihinsel değildir; bedensel ve davranışsal düzeyde de hissedilir.

Zihinsel belirtiler:

•      “Beni yargılayacaklar.”

•      “Kendimi rezil edeceğim.”

•      “Herkes bana bakıyor.”

gibi düşünceler kişiyi sürekli meşgul eder.

Bedensel belirtiler: Kalp çarpıntısı, yüz kızarması, terleme, titreme, mide bulantısı gibi fiziksel tepkiler yaşanabilir.

Davranışsal belirtiler: Kişi topluluk önünde konuşmaktan, yeni biriyle tanışmaktan, otobüste dikkat çekmekten, hatta bazen telefonda konuşmaktan bile kaçınabilir.

4) Sosyal fobiyle baş etme yolları — Kontrolü yeniden ele almak

Sosyal fobiyle baş etmek mümkündür. Doğru adımlarla kişi yavaş yavaş özgüvenini yeniden inşa edebilir.

a) Kademeli maruz bırakma: Korkulan durumlarla küçük adımlarla yüzleşmek, beynin “bu durum o kadar da tehlikeli değilmiş” mesajını almasını sağlar.

Örneğin, önce küçük bir grupta konuşmak, sonra daha kalabalık ortamlarda söz almak gibi.

b) Bilişsel yeniden yapılandırma: Sosyal fobi, çoğu zaman hatalı düşünce kalıplarından beslenir.

“Beni beğenmeyecekler” yerine “Benim de değerli fikirlerim var” demeyi öğrenmek, zihinsel dönüşümün başlangıcıdır.

c) Rahatlama ve farkındalık teknikleri: Nefes egzersizleri, mindfulness, gevşeme çalışmaları ve bedensel farkındalık teknikleri; sosyal anksiyeteyi yönetmede önemli desteklerdir.

d) Profesyonel destek: Sosyal fobi, genellikle bireysel çabayla tamamen ortadan kalkmaz.

Bir psikoterapist eşliğinde, kişinin yaşadığı korkuların kökenine inilerek kalıcı bir değişim sağlanabilir.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) sosyal fobi tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. Bu terapiyle kişi, olumsuz inançlarını fark eder, davranışlarını yeniden şekillendirir ve zamanla sosyal ortamlarda daha rahat bir hale gelir.

 

5) Utangaçlıktan özgüvene giden yol — Sessiz bir dönüşüm

Utangaçlık ya da sosyal fobi, bir eksiklik değil; fark edilmemiş bir potansiyelin dışa vurumudur.

İnsan, korkusunu fark ettiğinde onu yönetebilir.

Küçük adımlar, doğru rehberlik ve psikoterapi desteğiyle, yıllardır kaçınılan sosyal durumlar artık korkutucu olmaktan çıkar.

Kendini ifade etmekten çekinen, topluluk önünde konuşamayan ya da sürekli “yanlış bir şey söylerim” korkusuyla yaşayan herkes, bu döngüyü kırabilir.

Doğru destekle kişi, yavaş ama güçlü bir şekilde kendi sesini yeniden bulur.

Ve unutulmamalıdır ki; sosyal fobiyi aşmak, insanın kendini özgürleştirmesidir.

Bu özgürlük yolculuğunda bir terapistin rehberliği, süreci güvenli ve derinlemesine dönüştürücü hale getirir.



Ahmet Seçkin Mutlucan