Aile İçi Duygusal ve Fiziksel Şiddet Nedir? Nedenleri Nedir?

Aile içi duygusal ve fiziksel şiddet, farklı yaş gruplarından, sosyoekonomik ve eğitim düzeylerinden bireylerin karşılaşabileceği yaygın bir sorundur. Bu tür şiddet, bireylerin psikolojik ve fiziksel sağlığı üzerinde derin yaralar açabilir ve hayatlarını köklü bir şekilde değiştirebilir.
Aile İçi Duygusal ve Fiziksel Şiddet Nedir?
Aile içi duygusal ve fiziksel şiddet, farklı yaş gruplarından, sosyoekonomik ve eğitim düzeylerinden bireylerin karşılaşabileceği yaygın bir sorundur. Bu tür şiddet, bireylerin psikolojik ve fiziksel sağlığı üzerinde derin yaralar açabilir ve hayatlarını köklü bir şekilde değiştirebilir. Şiddetin etkileri sadece mağdur olan bireyle sınırlı kalmaz; aile içerisindeki diğer bireyler de bu durumdan doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenir. Özellikle çocuklar, şiddet ortamında büyüdüklerinde duygusal travmalar yaşayabilir, sosyal ilişkilerinde ve akademik hayatlarında zorluklarla karşılaşabilirler. Yapılan araştırmalar, aile içi şiddetten en fazla etkilenen kesimin kadınlar ve çocuklar olduğunu göstermektedir. Kadınlar, fiziksel, duygusal ve ekonomik şiddete maruz kalırken, çocuklar ise hem doğrudan şiddetin hedefi olabilir hem de şiddet olaylarına tanıklık ederek psikolojik olarak ciddi zararlar görebilir. Şiddetin aile içinde kuşaklar boyunca sürebildiği ve mağdur olan bireylerin ilerleyen yıllarda benzer davranış kalıplarını sergileyebileceği de bilinmektedir. Bu nedenle, aile içi şiddetin etkilerini azaltmak ve mağdurlara destek sağlamak için toplumun her kesimine önemli sorumluluklar düşmektedir.
Aile İçi Duygusal ve Fiziksel Şiddetin Nedenleri
Aile içinde yaşanan şiddetin birçok nedeni olabilir. Bunların başlıcaları şunlardır:
· Öfke Kontrol Problemleri: Öfkesini yönetemeyen bireyler, bu duygularını en yakınlarındaki kişilere, yani eşlerine veya çocuklarına yöneltebilirler. Öfke patlamaları sonucunda fiziksel ya da duygusal şiddet ortaya çıkabilir.
· Özgüven Eksikliği: Şiddet uygulayan bireylerin önemli bir kısmı düşük özsaygıya ve özgüvene sahiptir. Kendi değersizlik duygularını bastırmak için karşısındaki kişiyi küçümseyerek ya da fiziksel şiddet uygulayarak kendilerini güçlü hissetmeye çalışabilirler.
· Alkol ve Madde Bağımlılığı: Alkol veya uyuşturucu madde kullanımı, bireylerin saldırgan ve kontrolsüz davranışlar sergilemesine neden olabilir. Bağımlı bireyler, herhangi bir somut sebep olmaksızın şiddet eğiliminde olabilirler.
· Şiddete Göz Yumulması: Şiddetin tekrar etmesini engellemek için ilk yaşandığında tepki göstermek büyük önem taşır. Şiddete maruz kalan kişi, olayın tekrarlanmayacağını umarak sessiz kaldığında, şiddet uygulayan kişi bu davranışını sürdürme eğiliminde olabilir.
Aile İçi Şiddet Türleri Aile içinde görülen şiddet, farklı şekillerde ortaya çıkabilir:
· Fiziksel Şiddet: Tokat atma, itme, tekmeleme, vurma gibi fiziksel zarar verme davranışlarıdır. Çoğunlukla erkekler tarafından kadınlara ve çocuklara uygulanır; ancak bazen kadınlar tarafından erkeklere karşı da fiziksel şiddet uygulanabilir. Cinsel şiddet de fiziksel şiddet kategorisine girer.
· Duygusal Şiddet: Aşağılama, küçümseme, dalga geçme, kişiyi değersiz hissettirme, sosyal hayatını kısıtlama gibi davranışlar duygusal şiddetin örnekleridir.
· Sözel Şiddet: Hakaret, küfür, bağırma, tehdit etme, alay etme ve baskı kurma gibi davranışlar, sözel şiddetin yaygın örneklerindendir.
· Cinsel Şiddet: Kişinin rızası olmaksızın cinsel ilişkiye zorlanması, fiziksel güç kullanılarak cinsel istismara uğraması, doğum kontrolüne veya gebeliğe zorlanması gibi durumlar cinsel şiddet kapsamında değerlendirilir.
· Ekonomik Şiddet: Bir kişinin maddi kaynaklara erişimini kısıtlamak, ekonomik bağımsızlığını elinden almak, zorla çalıştırmak ya da çalışmasına engel olmak ekonomik şiddet örneklerindendir.
Aile İçi Şiddetin Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Aile içinde yaşanan şiddet, bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyerek uzun vadeli travmalara yol açabilir. Şiddete maruz kalan bireyler, kendilerini güvensiz, değersiz ve çaresiz hissedebilir, bu da ilerleyen yaşlarda psikolojik rahatsızlıklar ve stresle başa çıkma konusunda ciddi sorunlara neden olabilir. Özellikle çocuklar için aile ortamı, temel güven duygusunun geliştiği ve kişiliğin şekillendiği en önemli alanlardan biridir. Çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirebilmesi için huzurlu, güvenli ve sevgi dolu bir aile ortamına ihtiyaçları vardır. Ancak şiddetin olduğu ev ortamlarında büyüyen çocuklar, ilerleyen yaşlarda sosyal ilişkilerde, duygusal bağ kurmada ve özgüven geliştirmede ciddi zorluklar yaşayabilir. Bu çocuklar, şiddeti bir iletişim biçimi olarak öğrenebilir ve yetişkinlik dönemlerinde benzer davranışları tekrar etme riski taşıyabilirler. Ayrıca, akademik performansları düşebilir, kaygı bozuklukları ve depresyon gibi psikolojik problemlerle karşılaşma olasılıkları artabilir. Bu nedenle, aile içi şiddetin önlenmesi ve çocukların sağlıklı bir çevrede büyüyebilmeleri için ebeveynlerin bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Şiddete maruz kalan ya da tanık olan çocuklarda şu belirtiler gözlemlenebilir:
· Uyku problemleri ve kâbuslar,
· İletişim kurmada zorlanma,
· Sebepsiz yere uzun süre ağlama,
· Alt ıslatma,
· Dil gelişiminde gerileme,
· Konsantrasyon eksikliği,
· Düşük özgüven,
· Sosyal ilişkilerde zorluklar,
· İçe kapanma, kaygı ve korku,
· İntihar eğilimleri.
Şiddete Maruz Kalan Bireyler İçin Destek Mekanizmaları
Şiddete uğrayan bireyler için hem devlet destekli hem de sivil toplum kuruluşları tarafından sağlanan birçok destek mekanizması mevcuttur. Şiddete maruz kalan bireyler şu kaynaklardan destek alabilir:
· Aile ve Sosyal Hizmetler Kurumları: Devlet tarafından sağlanan sosyal hizmet birimleri, mağdurlara hukuki ve psikolojik destek sunarak güvenliklerini sağlamaya çalışır.
· Kadın Sığınma Evleri: Şiddet mağduru kadın ve çocuklara güvenli bir barınma alanı sunar.
· Psikolojik Destek: Terapistler ve psikologlar, mağdurların travmalarını atlatmalarına yardımcı olabilir.
· Polis ve Acil Yardım Hatları: Acil durumlarda başvurulabilecek destek hatları, mağdurların güvenliğini sağlamak için önemli bir rol oynar.
· Hukuki Yardım: Şiddete maruz kalan bireyler, mahkemeler aracılığıyla uzaklaştırma kararı aldırabilir ve hukuki süreçlerde ücretsiz avukat desteği talep edebilir.
· Sivil Toplum Kuruluşları: Şiddetle mücadele eden kuruluşlar, mağdurlara çeşitli alanlarda destek sağlayarak haklarını koruma altına alır.
Aile İçi Şiddetin Önlenmesi İçin Alınabilecek Önlemler
Şiddetin önlenmesi için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bilinçlenme sağlanmalıdır. Aile bireylerinin sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için şu önlemler alınabilir:
· Çocuklara sağlıklı iletişim ve problem çözme becerileri kazandırmak,
· Aile içinde sevgi, saygı ve anlayış ortamı oluşturmak,
· Öfke yönetimi konusunda bilinçlenmek,
· Şiddet içermeyen disiplin yöntemleri uygulamak,
· Şiddete karşı duyarlılığı artırmak ve mağdurları yalnız bırakmamak.
Aile içi şiddet, yalnızca bireysel bir sorun olmanın ötesinde, toplumun genel refahını etkileyen ciddi bir meseledir. Şiddetin doğrudan mağdurları olan bireyler kadar, bu durumun tanıkları olan çocuklar, diğer aile üyeleri ve hatta geniş toplum kesimleri de olumsuz etkilenmektedir. Bu sorunun önüne geçmek için bireysel farkındalığın artırılması, eğitim yoluyla bilinçlenmenin sağlanması ve mağdurların yalnız olmadıklarını hissetmeleri büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda, devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve toplumun farklı kesimleri, şiddete karşı etkin mücadele stratejileri geliştirmeli ve mağdurlara psikolojik, hukuki ve ekonomik destek sağlamalıdır. Şiddetin her türüyle mücadele etmek, yalnızca mağdurları korumak için değil, aynı zamanda gelecekte benzer olayların önüne geçmek için de gereklidir. Bilinçlenmek, farkındalık yaratmak ve mağdurlara destek olmak, daha adil ve sağlıklı bir toplumun inşası için hepimizin ortak sorumluluğudur.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Aile içi şiddet sadece fiziksel şiddeti mi kapsar?
Hayır. Aile içi şiddet sadece fiziksel zarar vermekle sınırlı değildir. Duygusal, sözel, cinsel ve ekonomik şiddet de aile içi şiddetin türlerindendir. Kişinin psikolojik baskı altında hissetmesi, hakarete uğraması veya ekonomik özgürlüğünün kısıtlanması da şiddet olarak kabul edilir.
2. Aile içi şiddete maruz kalan bir birey ne yapmalı?
Şiddete uğrayan kişi, öncelikle güvenliğini sağlamalı ve gerekirse 112, 183 gibi acil destek hatlarına başvurmalıdır. Polis, savcılık, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve kadın sığınma evleri gibi kuruluşlardan da destek alabilir.
3. Çocukların aile içi şiddete tanık olması da zarar verir mi?
Evet. Şiddeti doğrudan yaşamasa bile tanık olan çocuklar, ciddi psikolojik travmalar yaşayabilir. Bu durum onların duygusal gelişimini, sosyal ilişkilerini ve akademik başarısını olumsuz etkileyebilir.
4. Aile içi şiddetin kuşaklar arası etkisi var mı?
Evet. Şiddetin tekrar eden bir döngü hâline gelmesi mümkündür. Şiddet gören ya da tanık olan bireyler, ileride aynı davranışları sergileyebilir ya da şiddeti normalleştirebilir.
5. Şiddet uygulayan kişi değişebilir mi?
Bazı durumlarda, öfke yönetimi, psikolojik destek ve bilinçlendirme yoluyla şiddet eğilimleri azaltılabilir. Ancak bu süreç, profesyonel yardım ve kişinin değişmeye istekli olmasıyla mümkündür.
6. Aile içi şiddeti önlemek için toplumsal olarak neler yapılabilir?
Toplumda farkındalığın artırılması, eğitim programları düzenlenmesi, şiddeti teşvik eden kalıpların sorgulanması ve mağdurlara güçlü destek mekanizmalarının sunulması aile içi şiddeti önlemede büyük rol oynar.















