Logo

2025 Sağlık Bakanlığı Yönetmeliği

2025 Sağlık Bakanlığı Yönetmeliği

Bir yönetmelik yayımlandı, ama aslında bir tartışma başladı: Psikoterapi fiziksel şartlarla ilgili mekânsal bir durum mu, yoksa bir insan meselesi mi? 2025 Sağlık Bakanlığı düzenlemesi.

🏛️ 2025 Sağlık Bakanlığı Yönetmeliği: Klinik Psikologlar İçin Ne Değişti?

Hazırlayan: Soner Koşan


Haziran 2025’te yürürlüğe giren “Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik”, Türkiye’de klinik psikoloji alanında son yılların en çok tartışılan düzenlemesi oldu. Yönetmelik, bağımsız ruh sağlığı hizmeti vermek isteyen klinik psikologlara ruhsat alma zorunluluğu getirdi; bunun yanında mekân, tabela, kayıt ve denetim süreçlerini ayrıntılı biçimde tanımladı.


Bu yeni sistem, bir yandan hizmet kalitesini artırmayı hedeflerken diğer yandan psikologların bağımsız çalışma alanını daralttığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Türkiye’nin ruh sağlığı politikaları için bu düzenleme bir dönüm noktası: çünkü artık psikoterapi yalnızca klinik bir faaliyet değil, aynı zamanda bürokratik ve ekonomik bir mesele hâline geldi.


⚙️ Yeni Yönetmeliğin Getirdiği Şartlar

Yönetmelik; fiziksel koşullardan personel yapısına kadar detaylı standartlar belirliyor:


Kriter Yeni Şartlar (2025 Yönetmeliği)


  • Oda Boyutu: Her klinik psikolog için minimum 10 m²
  • Lavabo: Her odada veya yakın erişimde bulunmak zorunda
  • Tabela: Sadece “Özel Sağlık Meslek Hizmet Birimi” ibaresi kullanılabilir
  • Personel: En fazla 3 klinik psikolog aynı merkezde çalışabilir
  • Unvan Kullanımı: Psikologlar yalnızca yardımcı personel veya teknisyen statüsünde görev alabilir
  • Ruhsat: Bağımsız çalışmak isteyenlerin Sağlık Bakanlığı ruhsatı alması zorunlu


🎯 Amaç ve Olumlu Yönleri

Yönetmeliğin savunulan yönleri şunlar:

  •       Hizmet kalitesinin ve denetlenebilirliğin artırılması.
  •       Hasta gizliliği, arşiv ve süreç takibi gibi alanlarda güvence sağlanması.
  •       Mesleki uygulamaların tıbbi mevzuatla uyumlu hâle getirilmesi.

Bu bakımdan yönetmelik, Türkiye’de uzun süredir tartışılan “psikoterapi kim yapabilir?” sorusuna standart getirmeyi amaçlıyor.


⚖️ Eleştiriler ve Tepkiler

Ancak birçok meslek örgütü, düzenlemeyi “psikologların bağımsız çalışma hakkını kısıtlayan” bir müdahale olarak görüyor. Lavabo ve metrekare şartlarının terapiyle doğrudan ilgisiz olduğu, psikologların “yalnızca klinik psikolog yanında çalıştırılmasının” ise meslek hiyerarşisi yarattığı yönünde eleştiriler yapıldı.

Klinik psikoloji yüksek lisans programlarının ücretleri 2025 itibarıyla 1 milyon TL’nin üzerine çıkmış durumda. Bu, bağımsız çalışmak isteyen genç psikologlar için ciddi bir ekonomik engel oluşturuyor. Üstelik Türkiye’de her yıl 10.000’den fazla psikoloji mezunu verilirken, klinik kontenjanlar oldukça sınırlı.


⚖️ Yargı Süreci ve Güncel Durum

2025 yazında Danıştay 10. Daire, “mevcut işletmelerin 3 ay içinde ruhsat alma zorunluluğu” maddesine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Bu karar geçici; dosya hâlâ esastan inceleniyor. Yeni açılacak merkezler için hükümler uygulanıyor, mevcut merkezler için geçici muafiyet sürüyor.

Bu süreçte psikoloji dernekleri ve platformlar, yönetmeliğin belirli bölümlerinin terapi pratiğiyle ilişkili olmayan teknik koşullara dayandığını savunarak yeniden düzenleme çağrısında bulundu.


🌍 Uluslararası Karşılaştırma

Birleşik Krallık’ta, klinik psikologlar HCPC (Health and Care Professions Council) tarafından lisanslanır. Odaların metrekaresi değil; etik standartlar, süpervizyon ve denetim süreçleri belirleyicidir. Almanya’da, “Approbation” adlı devlet lisansı olmadan psikoterapi yapmak mümkün değildir.

Ancak orada da ölçütler mekân şartları değil, eğitim, sigorta ve klinik sorumluluk üzerinedir. Türkiye’deki yeni yönetmelik, bu iki ülke modelinin “formel” yanını benimserken, “öz” kısmı olan psikoterapi etiği ve erişilebilirliği kısmını zayıf bırakmış görünüyor.

 

Psikoterapinin Ruhunu Unutmak: Yeni Yönetmelik, Eski Sorular

Genel Değerlendirme ve Yorum

Türkiye’de ruh sağlığı alanı, uzun süredir düzenlenmeye muhtaç bir boşlukta yol alıyor.

2025’te yayımlanan Sağlık Bakanlığı Yönetmeliği, bu boşluğu doldurmak niyetiyle yola çıktı. Resmî gerekçe net: kalite, kayıt ve hasta güvenliği.

Ancak burada asıl mesele, düzenlemenin bu kavramları nasıl tanımladığı ve psikolojiyi hangi zemine yerleştirdiğidir.

Sağlık Bakanlığı bu yönetmelikle psikoterapiyi tıbbi bir uygulama olarak konumlandırıyor.

Ancak bunu yaparken, psikolojinin özüyle —yani insan, eğitim, etik ve dönüşümle— temas etmeyen bir yola sapıyor. Yönetmelikte “kalite” denildiğinde ne anlaşılıyor? Oda metrekaresi mi, yoksa terapistin süpervizyon derinliği mi?


🧠 Eğitim, Erişim ve Eşitsizlik

Türkiye’de bir klinik psikoloji yüksek lisansı 2025 itibarıyla 1–1,4 milyon TL arasında.

Devlet bursları sınırlı; çoğu öğrenci eğitimini borçla ya da büyük fedakârlıklarla sürdürebiliyor. Bu ekonomik tablo, ruh sağlığı alanını yavaş yavaş “imtiyazlı bir meslek” hâline getiriyor.

Terapiye erişim, giderek ekonomik gücü olanların lüksü hâline gelme riski taşıyor.

Bir toplumda terapi yalnızca “ödeyebilenlerin hakkı” olursa, bilim yerini ayrıcalığa bırakır.

Psikoterapinin ruhu, erişilebilirliktir.

Çünkü insanı anlamak, belli bir ekonomik sınıfın tekelinde olamaz.


Yapısal Yük ve Gerçeklik

Yeni şartlar, özellikle bağımsız çalışan terapistler için ciddi bir ekonomik ve yapısal yük doğurdu.

Büyük şehirlerde kira bedelleri zaten astronomik seviyedeyken, klinik yer kiralamalarının yalnızca üç kişiyle sınırlandırılması, hizmetin kalitesiyle hiçbir şekilde bağdaşmıyor.

Bir yandan “standardizasyon” hedeflenirken, öte yandan mesleki sürdürülebilirlik göz ardı ediliyor.

Psikolojinin kalitesini yükseltmek için yalnızca mimari ölçüler değil, lisans eğitiminin içeriği, staj uygulamaları, etik kurullar ve süpervizyon mekanizmaları yeniden yapılandırılmalı.


🔍 Terapistler İçin Alternatif Çalışma Alanları

Peki, bu yasal düzenlemeyle terapistler nasıl bir yol izleyecekler? Türkiye’de terapistler hâlâ farklı ruhsatlandırma sistemleriyle çalışabiliyorlar:

  1. Sağlık Bakanlığına bağlı olarak bir psikiyatristin yanında çalışabilirler veya yeni yönetmelikle “Terapi Danışmanlık Merkezi” açabilirler.
  2. Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı “Psikolojik Danışmanlık Merkezi” açabilirler; burada klinik yüksek lisans zorunluluğu yoktur.
  3. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı “Aile Danışmanlık Merkezi” kurabilirler.
  4. Dernekler ve vakıflar bünyesinde, kamu işbirliği projelerde görev alabilirler.

Bu seçenekler, Türkiye’de psikoloji alanının çoklu yapısını gösteriyor.

Yani terapistler, farklı bakanlıklara bağlı olarak da olsa, mesleki varlıklarını sürdürmenin yollarını bulabiliyorlar.

Ama asıl mesele şu: Hangi kurumun çatısı altında olursan ol, yaptığın işin değeri bilgin, deneyimin ve içsel derinliğinle ölçülür.

Türkiye, psikoterapiyi hem etik hem yapısal olarak yeniden tanımlamak zorunda. Çünkü bu alanın en büyük sermayesi hâlâ aynı: 👉 İnsanı anlamak.

 

Kaynaklar ve Referanslar

  • Sağlık Bakanlığı, Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik (Resmî Gazete, Haziran 2025)
  • Türk Psikologlar Derneği (TPD) Basın Açıklamaları, 2025
  • Danıştay 10. Daire, 2025/2604 Esas Numaralı Karar
  • HCPC, Guidelines for Clinical Practice in the UK, 2024
  • TherapyRoute.de / Approbationgesetz, 2024
  • TÜİK ve YÖK İstatistikleri, 2023–2025